7 Ocak 2017 Cumartesi

Vincent van Gogh





 

Vincent van Gogh(d. 30 Mart 1853 – ö. 29
Temmuz 1890), Hollandalı art izlenimci ressam. Batı dünyası sanat
tarihinin en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biridir. On yıldan
biraz fazla bir süre içinde aralarında 860 yağlıboya tablonun da olduğu
2.100 kadar resim ve çizim çalışması üretti ve bunların çoğu yaşamının
son iki yılında yapıldı. Bunların
arasında manzaralar, natürmortlar, portreler ve otoportreler bulunmaktadır
ve modern sanatın temelleri sayılan cür'etkâr renkler ile canlı, fevrî
ve ifade dolu fırça darbeleriyle ayırt edilirler. 37 yaşında yıllardır
süren zihin rahatsızlığı ve yoksulluğun ardından intihar etti.Üst
orta sınıf bir aileye doğan van Gogh çocukken ciddi, sessiz ve
saygılıydı ve resim de yapmaktaydı. Gençliğinde sanat simsarı olarak
çalıştı ancak Londra'ya gönderildikten sonra bunalıma girdi. Dine
döndükten sonra Belçika'nın güneyinde Protestant misyoner olarak
çalıştı. Sağlığı bozulup yalnızlık içinde yaşadıktan sonra
ebeveynlerinin yanına döndü ve 1881 yılında resim yapmaya başladı. Küçük
kardeşi Theo tarafından maddi olarak desteklendi ve ikisi yıllarca
mektupla yazıştılar. Çoğunlukla natürmortlar ve çalışan köylülerin
tasvirlerinden oluşan ilk çalışmalarında daha sonraki eserlerinin ayırt
edici niteliği olan canlı renkler görülmez. 1886 yılında taşındığı
Paris'te, izlenimci hassasiyete karşı tepki gösteren ve aralarında Émile
Bernard ile Paul Gauguin'in de bulunduğu avangart üyeleriyle tanıştı.
Çalışmaları geliştikçe natürmortlara ve yerel manzaralara yeni bir
yaklaşım getirdi. Resimlerinde daha parlak renkler kullanmaya başladı ve
daha sonra 1888'de Fransa'nın güneyinde kaldığı Arles'da ustalaşacağı
kendine özgü bir üslûp geliştirdi. Bu dönemde zeytin ağaçları, selviler,
buğday tarlaları ve ayçiçekleri de tuvallerine konu olmaya başladı.



Psikotik epizodlardan ve delüzyonlardan muzdarip olan van Gogh zihin
sağlığından endişe duymasına rağmen fiziksel sağlığını ekseriyetle ihmal
etmiş düzgün beslenmemiş ve aşırı alkol almıştır. Gauguin ile
arkadaşlığı bir ustura ile yolunu kesmesi ve öfke nöbeti sonucu sol
kulağının bir kısmını keserek yaralaması sonucu sona ermiştir. Bir dönem
Saint-Rémy'de olmak üzere akıl hastanelerinde kalmıştır. Hastaneden
kendi isteğiyle ayrıldıktan sonra Paris yakınlarında Auvers-sur-Oise'da
Auberge Ravoux'ya taşındı ve homeopati uygulayan doktor Paul Gachet
tarafından tedavi edilmeye başladı. Depresyonu devam etti ve 27 Temmuz
1890'da bir altıpatlarla kendini göğsünden vurdu. İki gün sonra yaraları
nedeniyle öldü.



Yaşadığı sürede başarısız olan Van Gogh'a deli gözüyle bakılıyordu.
İntiharından sonra şöhret kazanan ressam halkın imgeleminde tipik yanlış
anlaşılmış dahi, "çılgınlık ve yaratıcılığın bir arada olduğu
söylemlerini"[2] gösteren bir ressam olarak yer almıştır. Resim
üslûbunun ögeleri fovistler ve Alman dışavurumcuları tarafından
kullanılmaya başladıktan sonra 20. yüzyılın başlarında ünü artmaya
başlamıştır. Sonraki yıllar boyunca çok yaygın bir eleştirel, ticari ve
popüler bir başarı yakalayan van Gogh sorunlu kişiliğinin romantik, azap
çeken sanatçı idealini simgelediği önemli ama hüzünlü bir ressam olarak
hatırlanmaktadır.


Ondört Ayçiçekli Vazo, Ağustos 1888.
Natürmort tarzı önemli eserlerindendir. National Gallery, Londra

Çığlık, 1893. National Gallery,
Norveç. Edvard Munch'un varoluşçu bir endişe krizine kapılmış modern
insanı sembolize eden tablosu dışavurumculuğun en belirgin
örneklerindendir.